Yazmak… sessizce yazarak kağıda ağlamak ve hüznünüze bir
kağıt parçasının şahit olması…. İnsan acıya eşdeğer bir kavrammış
meğersem, hüzün insan olmanın özüymüş… aciz bir ruh ve
bedenle hep mükemmelin peşinden koşarız ve hep kaybeden biz oluruz..
kaybettiğimizde de yanımızda çok vefalı hüznümüzü buluruz.. hüzün kaybetmektir…
bir yandan acizliğimiz bir yandan en iyi olma çabamız… savrulup gidiyoruz…
insan olmak zor şey vesselam… nefes almaya
tahammül etmek zor şey… vicdan
var bir de vicdan hüznün doruklarında gezdiren dikenli bir uçan halıdır… ne
aşağı atlayıp kurtulabilliriz ne de dikenin verdiği acıya dayanabiliriz… vicdan
boğazımıza yapışmış koca bir el gibidir.. o sımsıkı sarılıp bizi boğdukça nefes
almaya çalışırız… vicdan prangadır… nereye giderseniz oraya gelir, acı verir
ancak ne söküp atmaya gücünüz vardır ne de teslim olup son bulmaya… her şeye
rağmen yaşamak vardır bir de… hüzne rağmen, vicdana rağmen yaşamak… nereye
kadar? Bilinmez…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder